e
sv

Mehmet Büyükekşi’den olay sözler: Kulüpler günah keçisi arıyor

TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk futbolunun son 15 yıldır her yıl geriye gittiğini belirterek, Albert Einstein’dan alıntı yaptı. Büyükekşi bana Einstein’ın “Aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır” sözünü hatırlattı.

Mehmet Büyükekşi'den inanılmaz sözler: Kulüpler günah keçisi arıyor

ensonhaber.com


Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Avrupa Futbol Federasyonları Birliği’nin (UEFA) Türkiye ve İtalya’nın 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2032) başvurusunu kabul etme sürecinin arkasında hummalı bir çalışmanın bulunduğunu belirtti.

Bu süreçte yaşananları anlatan Büyükekşi, 2032 yılında şampiyonayı 6 milyar kişinin televizyondan, 2,5 milyon kişinin ise tribünlerden izleyeceğini tahmin ettiklerini kaydetti.

“Son 15 yılda hep geriye gittik”

Türk futbolunun son 15 yılda her yıl daha da geriye gittiğini belirten Büyükekşi, şöyle konuştu:

‘Yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. Çünkü Türk futbolu son 15 yıldır her yıl geçmişi tekrarlayarak daha da geriye gitti. Einstein’ın şu ünlü sözünü bilirsiniz: ‘Aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır.’ Dolayısıyla aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar elde etmek mümkün değildir. Bu yüzden farklı şeyler yapmamız gerekiyor. Ancak bunun dezavantajı şudur; Şimdi aynı şeyleri yaparsanız kimse sizi eleştirmez. Aynı rutin devam ediyor. Klasik devam ediyor. Biz de yeni şeyler yapmak istiyoruz. Risk alıyoruz. Diyelim ki 10 şey yaptınız, 9’u doğru, biri yanlış olunca herkes onu alıp eleştiriyor. Zaten genel bir şey, yanlış bir bakış açısı var. Bu bakış açısıyla artık Süper Lig’de her yıl bir takım şampiyon olacak. Mevcut duruma göre 4 takım küme düşecek.

“Kulüpler günah keçisi arıyor”

Kendi içinde rekabet var. Dört takım, beş takım, üç takım gibi bazıları şampiyonluk için oynuyor. İşte yedi takım, sekiz takım, on takım küme düşmemek için oynuyor. Artık bu rekabeti kendi içlerinde yapmıyorlar. Sürekli bir günah keçisi arıyorlar. MHK, hakemler ve federasyon bunun sahibi değil veya destekçisi değil. İyi de yapsa, kötü de yapsa ne yazık ki o kadar büyük bir sorun ki. Çünkü kulüpler taraftarına sevimli görünmek için böyle bir olguya girişiyor.

“Türk futboluna zarar veriyor”

Büyükekşi, o illerdeki milli takım maçları nedeniyle Eskişehir ve Konya sokaklarında dolaşırken vatandaşların yanına gelerek kendisine destekleyici sözler söylediğini belirtti. “Burada sıradan vatandaşlar, gençler, çocuklar, yaşlılar, çiftçiler hepsi kulağıma eğilip ‘Cumhurbaşkanımız sizi seviyoruz, doğru yoldasınız’ diyorlar. ‘Bu şekilde gidin.’ “Bu sosyal medya, şu, troller, bot hesaplar halkı yanıltıyor, ne yazık ki Türk futboluna zarar veriyorlar.” söz konusu.

“Her takımın bir köşe yazarı vardır”

Bizce basın da hata yapar. Çünkü her takımın basında bir köşe yazarı vardır. F.Bahçe başkadır, Galatasaray başkadır, Beşiktaş başkadır, Trabzonspor başkadır. Bu da Türk futboluna zarar veriyor. Çünkü hiçbiri objektif değil. Ama sonuçta bu bakış açısı o takıma zarar veriyor. Çünkü hakemi ya da federasyonu suçlamak kendi hatasını görmez. Teknik direktör ‘çok iyi oynuyoruz, hakemler bizi doğuruyor’ diyor ya da oyuncular ‘çok iyi oynuyoruz ama’ diyor. Olay şu, şimdi diyelim ki A takımı şampiyon oldu. Diğer oyuncular yapamadı. Şimdi ben üç şampiyon yapabilecek durumda mıyız? Hayır. Zaten birileri kaybedecek.

“Köklerimize dönmeliyiz”

Futbolda altyapıya önem verilmediğini belirten Büyükekşi, kulüpleri eleştirdi. Büyükekşi şunları söyledi:

‘Köklerimize dönmemiz lazım. Biz 85 milyon nüfuslu bir ülkeyiz. Yüzlerce, binlerce iyi futbolcu yetiştirmemiz gerekiyor. Bakın, Hırvatistan maçında İsmail Yüksek, Avrupa kupaları ön eleme maçında oynayan tüm Avrupa takımlarının oyuncuları arasında birinci oldu. İsmail Yüksek’in U15, U17 ve U19’da oynamadığını bugüne kadar bilmiyordum. Bu yüzden bazı arkadaşlarımızla daha önce görüştük ama bazılarıyla tanışamadık. O yüzden gelir gelmez bir daha aday olmayacağımızı söyledik, çünkü o bir yıllık süreçte pek kararlı değildim. Yani nasıl kararlı değildim, bırakabilirdim, devam edemezdim. Ama yaptığımız tespitlerde, ortaya koyduğumuz projelerde kısa vadede hiçbir şeye bakmıyoruz. Birçok kulübümüz her zaman günü kurtarmaya çalışıyor. Baktığınızda başkanlar da çok uzun yaşamıyor. 2-3 yılda değişir. Bir iki istisnai kulüp dışında her iki üç yılda bir işler değişiyor. İki ya da üç yıl içinde gerçekleştiğinde insanlar gelecekle ilgilenmiyor. Bugünü yarın kurtarayım diyor, zaten yokum.

“Genç antrenörlere asgari ücret ödüyorlar”

Şu ana kadar Anadolu ve İstanbul’un farklı yerlerinde 35’e yakın altyapıyı ziyaret ettik. Altyapısı çok kötü olan kulüplerimiz var. Yönetmemiz gereken kulüplerimiz de var. Ama sistem yok. Sistem olmadığı için bu sistemin olması için Double Pass konusunda anlaştık. Onun için biz zaten başladık, yani nisan ayında eğitimlere başladık. Double Pass ile 4 yıllık sözleşme imzaladık. 220 öğretmene eğitim veriyoruz. 220 öğretmenin büyük bir kısmı yüz yüze eğitim alırken, bir kısmı da sahada eğitim alıyor. Double Pass için de çok büyük paralar ödüyoruz. Kulüplerden bir lira istemiyoruz. Tam tersine öğretmenlerin uçak biletleri, otel paraları, yemek paraları, her şeyi bize ait. Eğitim bittiğinde onlara sertifika vereceğiz. Federasyon olarak 6 ayda maaşlarını ödeyeceğiz. Neden maaşlarını ödeyeceğiz? Çünkü kulüpler altyapı antrenörlerinin değerini bilmiyor. Hepsi asgari ücret ödüyor. Bunu biliyorum çünkü bunu Gaziantep başkanlığım sırasında görmüştüm. Her şey A Takımı için. Geçen gün A takıma bağlı çok büyük bir kulübün yöneticisiyle görüştüm. Çok büyük bir kulüp, üç büyük kulüpten biri, ‘topu bulmakta zorlanıyoruz’ diyor. Futbol neyle oynanır? Topla oynanır. ‘Top yok’ diyor. ‘Bize sadece A Takımı’nın eski toplarını veriyorlar’ diyor. Türkiye’de altyapıya bu şekilde bakılıyor. O yüzden bunu yaptık, kanunu değiştirdik.

  • Site İçi Yorumlar

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.